BÜYÜK SÖZE KÜÇÜK FOTOĞRAF: IĞDIR VALİLİĞİ’NDEN BİR KARE ÜZERİNE

Söz, sadece yazıldığı dönemin değil, bugünün de aynası gibi. Türkiye’nin bugün yaşadığı sosyal ve ekonomik tabloya baktığımızda, bu cümle yalnızca geçmişten bir öğüt değil; aynı zamanda bir hesaplaşma ve hatırlatma çağrısı. Atatürk’ün yıllar önce dile getirdiği bu uyarı, bugün hâlâ geçerliliğini koruyor.

 Ancak bu güçlü sözün hemen yanında yer alan bir başka detay, beni hayal kırıklığına uğrattı. Sözün altına iliştirilmiş olan Atatürk fotoğrafı, ne yazık ki olması gereken anlamı ve görsel gücü yansıtmaktan çok uzaktı.

Fotoğraf öylesine küçüktü ki, neredeyse dikkat çekmiyor; sanki yalnızca “yerine bir şey konulsun” diye eklenmişti. Ne konumu sözle bütünleşiyor, ne çerçevesi göze hitap ediyor.

Oysa Atatürk’ün bu denli anlam yüklü bir sözüne, en az onun kadar güçlü ve dikkat çekici bir görsel eşlik etmeliydi.Burada mesele yalnızca estetik değil. Burada mesele, bir bilinç ve duruş meselesidir. Atatürk’ün fikirleri, sözü kadar temsil biçimiyle de yaşatılmalıdır. 

Eğer bir kamu binasında, bir devlet kapısında onun adı varsa, bu yalnızca bir formaliteyle değil; özenle, ciddiyetle ve saygıyla yapılmalıdır. Iğdır Valiliği’ndeki bu kare, ne yazık ki bir eksikliği gözler önüne seriyor.

Bu tür alanlarda küçük görülen detaylar, aslında büyük anlamlar taşır. Vatandaş oradan geçerken neyi nasıl gördüğüne dikkat eder. Devletin kendini nasıl sunduğu, vatandaşa ne kadar değer verdiğini de gösterir.

Temennim odur ki, bu tür anlamlı sözler yalnızca duvarları değil, zihinleri de süslesin. Ve elbette, bu sözlere eşlik eden imgeler; ülkemizin kurucusuna yaraşır bir özenle yerleştirilsin. Çünkü büyük sözler, büyük temsil ister.