"Taciz Eşitliği Yoksa, Eşitlik Yalandır!" "Kadın Gösterince Özgürlük, Erkek Bakınca Sapıklık

Toplumumuzda kadın ve erkek arasındaki eşitlik uzun yıllardır konuşulan, ancak hâlâ üzerinde uzlaşmaya varılamamış bir mesele. Özellikle sosyal medya platformlarında, kadın ve erkeğin özel alanı, teşhir algısı ve karşılıklı sınırları her geçen gün daha da bulanıklaşmaktadır.

 Bugün herhangi bir toplu taşıma aracında, bir lokantada ya da sokakta karşılaştığımız bazı tutumlar, sadece cinsiyet değil, aynı zamanda karşılıklı saygı çerçevesinde de sorgulanmalıdır. Örneğin bir erkeğin sınırları aşan davranışı hemen "taciz" olarak tanımlanmakta; bu durum kolluk kuvvetlerince cezai sürece taşınmaktadır ki bu son derece doğaldır ve olması gerekendir. Fakat kadınların aynı davranış kalıbını göstermesi, toplumda aynı tepkilerle karşılaşmıyor. Bu durum da eşitlik söylemiyle bağdaşmamaktadır.

Bu meseleye dikkat çekmek isteyen bireyler çoğu zaman “kadın düşmanı” olmakla yaftalanıyor. Oysa ki mesele düşmanlık değil, adaletli bir değerlendirme yapılmasıdır. Eğer gerçekten bir eşitlikten söz edeceksek, o zaman her iki tarafın da sorumlulukları, hakları ve sınırları aynı duyarlılıkla değerlendirilmelidir. Kadının maddi olarak güçlü bir eş araması toplumda oldukça yaygın bir durum. Aynı talebi bir erkek dile getirdiğinde ise çoğu zaman aşağılayıcı ifadelerle karşılaşabiliyor. Bu çifte standart, toplumda cinsiyet eşitliği konusundaki samimiyeti sorgulatmaktadır.

Ben de bir kadınım. Ve evlenmek istesem elbette ki maddi gücü olan, ayakları yere basan bir eş isterim. Bu insan doğasının gereğidir. Fakat bu beklenti, karşı tarafı sadece maddi bir kaynak gibi görmeye evrilirse, orada ne eşitlik kalır ne de sevgi.

Sosyal medya, bu konuda hem fırsatlar sunan hem de tehlikeler barındıran bir alan. Bazı algılar bilinçli olarak kurgulanıyor gibi. Kimileri için bu bir proje; toplumun değerlerini, ilişki biçimlerini, hatta aile yapısını çözmeye yönelik uzun vadeli bir dönüşüm süreci.

Unutulmamalı ki; gerçek eşitlik, her iki cinsin de haklarını, sınırlarını ve sorumluluklarını dengeli bir şekilde ele almaktan geçer. Aksi hâlde, bu düzensizlikten hem kadınlar hem de erkekler zarar görmeye devam edecektir.