Adalet ve Vicdan: Halil Dede’nin Hikâyesi Herkese Ders Olsun!
Salon, derin bir sessizliğe gömüldü. Kadı Efendi, uzun uzun düşündü ve ardından kararını verdi. Ancak o karar, Halil Dede’ye bir ceza değil, bir teşekkür oldu.

Halil Dede'nin Dersi: Adalet mi, Cezalandırma mı?
Kadı Efendi’nin huzurunda yaşlı adam, ellerini sakince kavuşturmuş, kendisine yöneltilen suçlamaları dinliyordu. Halkın meraklı bakışları arasında, "Başkasının malına el uzatmışsın," dediler ona. Fakat Halil Dede, duraksamadan yanıt verdi:
"Komşusunun rızkı onun içinde gizliydi. Ben dengeyi sağladım." Bu sözler salonda bir uğultuya neden oldu. Kadı Efendi kaşlarını çattı ve açıklamasını istedi. Halil Dede, sakince anlatmaya başladı: "Senden her gün iki yumurta al dedim. Kendi ağzınla söyledin, yüz ortasına kadar yetecek yumurtan var diye.
Ama yanı başındaki komşunun tavuğunun yumurtlamasına aldırış bile etmedin. Ben de her gün senin kümesinden iki yumurta alıp komşunun kümesine bıraktım." Kadı Efendi, adamın sözlerine kulak kesildi. Halk arasından fısıltılar yükseliyordu. "Doğru mu bu?" diye sordu Kadı Efendi.
"Doğru Kadı Efendi." Halil Dede devam etti: "Sizin inek iki kova süt vermişti. Belli ki inek komşuyu da düşünerek iki kova süt vermiş. Bizim düşünemediğimizi düşünmüş. Ben sadece aracıyım Kadı Efendi." Salonda sessizlik hâkimdi. O sırada yaşlı adam hafifçe gülümsedi ve ekledi: "Torunum yalın ayak geziyordu, çarıkları yoktu. O yüzden çarıkları aldım. Allah razı olsun Halil Dede, dediler.
Senin fazla olan hırkanı aldım, şu zavallı yavrucak çok üşüyordu. Allah razı olsun Halil Dede, dediler. Dedim ya, ben sadece aracıyım Kadı Efendi." Halkın arasında mırıldanmalar arttı. İnsanlar, Halil Dede’nin sözlerinin ağırlığını hissetmeye başlamıştı. Kadı Efendi bir süre düşündü ve sonra sordu:
"Peki, yine de suçlu olduğunu düşünüyorsan, ceza almaya razı mısın?" Halil Dede başını salladı: "Eğer suçluyum diyorsanız, cezama razıyım." Tam o sırada Halil Dede’nin torunu ayağa kalktı ve yüksek sesle konuştu: "Dedem doğru söylüyor. Ben şikayetçi değilim." Ardından bir başka kişi söz aldı: "Ben de değilim." Ve bir başkası: "Haklısın Halil Dede!" Kadı Efendi, bu durumu izlerken derin bir nefes aldı. Sonunda dönüp son sözü sordu:
"Peki sen, hala şikâyetçi misin Halil Dede’den?" Adam başını eğdi, bir süre sessiz kaldı ve sonra yavaşça konuştu: "Dedem bize derslerin en güzelini verdi. Görmeyen gözlerimizi açtı. İşitmeyen kulaklarımızı temizledi." Sonra herkesin duyacağı bir sesle ekledi: "Komşusu açken tok yatan bizden değildir, evlat!" Salon, derin bir sessizliğe gömüldü.
Kadı Efendi, uzun uzun düşündü ve ardından kararını verdi. Ancak o karar, Halil Dede’ye bir ceza değil, bir teşekkür oldu.
Tepkiniz Nedir?






