IĞDIR DEVLET HASTANESİ’NDE HASTA VE HASTA YAKININA HAKARET! BU SKANDAL DERHAL SORUMLULARIYLA BİRLİKTE AÇIĞA ÇIKARILMALIDIR!
Iğdır Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde yaşanan ve kamera görüntüleriyle açıkça ortaya çıkan olay, hem sağlık sistemimize hem de toplumsal vicdanımıza ağır bir darbedir. Tedavi amacıyla hastaneye başvuran bir vatandaş ve yakını, görevli bir doktor tarafından yüksek sesle azarlanmış, küçük düşürülmüş ve onur kırıcı sözlerle karşı karşıya bırakılmıştır. Bu durum, yalnızca meslek etiğine değil, insan haklarına da aykırıdır.

Oğlumun Rahmetli nenesinin vefat ettiği gece, hastanenin acil doktoru ve güvenlik görevlileriyle birlikte hareket eden kişiler, oğlum Volkan Kavri’yi ölümcül şekilde darp etmiş, ardından kameraların olmadığı bir yere götürüp tekrar dövmüş ve “Seni gebe bırakacağız” gibi cinsel şiddet içeren tehditlerde bulunmuşlardır. Bu olay sadece darp değil, aynı zamanda insanlık onuruna açık bir saldırı ve ağır bir suçtur. Yaşananlar; kasten yaralama, tehdit, işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve görevi kötüye kullanma gibi pek çok suçu kapsamaktadır. Bu kabul edilemez.
Bu yaşadığımız olay tarif edilemez derecede korkunç, üzücü ve hukuk devleti ilkeleriyle kesinlikle bağdaşmıyor.
Oğlum Volkan Kavri’nin güvenlik görevlileri ve doktor ile birlikte hareket eden kişiler tarafından önce ölümcül şekilde darp edilmesi, ardından kameraların olmadığı bir yere götürülerek tekrar darp edilmesi ve tehdit edilmesi – üstelik “Seni gebe bırakacağız” gibi açıkça cinsel şiddet tehdidi içeren ifadelerin kullanılması – insan haklarına, ceza hukukuna ve tüm etik kurallara aykırıdır.
Bu, sadece bir darp değil; aynı zamanda insanlık onuruna ağır bir saldırı ve açıkça suçtur.
Hiç kimse, görevi ne olursa olsun, bir insanı öldüresiye dövemez, onu kameraların olmadığı yerlere çekip tehdit edemez, hele ki cinsel içerikli tehditlerle sindirmeye çalışamaz. Bunların her biri ayrı ayrı "kasten yaralama", "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "işkence", "hakaret", "tehdit", "görevi kötüye kullanma" ve "insan onuruna saldırı" suçlarını oluşturur.
(Not) Hastanın ailesi, hastahanenin güvenlik görevlileri tarafından ölümcül şekilde darp edildi. Böyle bir eylemi hangi gerekçe kanunlar kabul edebilir? Bir güvenlik görevlisinin, kamu görevlisi dahi olsa, bir vatandaşı ölümcül derecede darp etmesi hiçbir koşulda hukuken meşru görülemez ve asla kabul edilemez.
( "Dürüst Olun, Dürüstlere İhanet Etmeyin")
Sayın Cumhurbaşkanı doktorlara bazı haklar tanımış olabilir; ancak bu, doktorlara hastalara veya hasta yakınlarına karşı hakaret etme ya da tahrik edici davranışlarda bulunma hakkı tanımaz.
"Ölüme sayılı günler kaldığını, hayatın ne kadar kısa ve değerli olduğunu unutmayalım. Çünkü ölüm, herkesin kapısını çalacak olan kaçınılmaz gerçektir."
"Bu mu İnsanlık?" Yazan: Tahir Kavri Bir insan öldüğünde, susmak gerekir. Saygı gerekir. Acısına ortak olamasan da, en azından gölge etmemek gerekir. Ama görüyorum ki, ne ölüye saygı kaldı, ne de acıya hürmet. Bu mu insanlık?..
Hekimlik mesleği, şefkat, sabır ve saygı ile yürütülmesi gereken onurlu bir görevdir. Ancak burada gördüğümüz tablo; halktan kopmuş, öfkesini kontrol edemeyen, görev bilinci yitmiş bir memur zihniyetinin ürünü ve ibretlik bir örneğidir. Bu kişi sadece bir vatandaşımıza değil, halkın devlete olan güvenine saldırmıştır.
SORUMSUZ YAYINLAR, BİLGİSİZ PAYLAŞIMLAR: GERÇEKLERİ KARARTMAYI BIRAKIN!
Yaşanan olayın ardından bazı sosyal medya hesapları ve haber kaynakları, hiçbir somut bilgiye dayanmadan, mağdur vatandaşları suçlayan, doktoru ise masum gösteren yalan ve çarpıtılmış bilgiler servis etmiştir. Bu dezenformasyonlar hem mağdurların acısını artırmakta, hem de halkı aldatmakta, sağlık sistemine olan güveni baltalamaktadır.
Bilgi sahibi olmadan fikir beyan edenler, bu skandalın suç ortağıdır. Kamu vicdanı, bu kadar açık bir hakaretin üzerinin örtülmesine sessiz kalmaz, kalmayacaktır!
? TALEPLERİMİZ AÇIKTIR:
Olayda hakaret ettiği açıkça belgelenen sağlık görevlisi derhal açığa alınmalı, hakkında idari ve adli işlem başlatılmalıdır. Olayın üzerini örtmeye çalışan, mağdurları susturmaya kalkışan kurum yetkilileri hesap vermelidir.
Asılsız haber yapan, doktoru aklamaya çalışan ve mağdurları hedef gösteren kişi ve yayın organları kamuoyundan resmî özür dilemelidir.
Iğdır Valiliği, İl Sağlık Müdürlüğü ve ilgili kurumlar, bu konuda şeffaf bir açıklama yapmalı, mağdurların yanında olduğunu kamuoyuna ilan etmelidir.
Bu halk, sessiz kalmaz. Bu ülkenin yurttaşları ikinci sınıf muameleye razı gelmez. Her kim olursa olsun; makamı, unvanı, diploması ne kadar yüksek olursa olsun, bir vatandaşa hakaret edemez, korkutamaz, aşağılayamaz!
Bu bir kuraldır, bu bir insanlık hakkıdır. Ve bu hak, kimsenin iki dudağı arasında değildir! Adalet yerini bulana kadar bu olayın takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyoruz. Saygılarımızla. ? Adaletli Olunuz. Tahir Kavri
Tepkiniz Nedir?






