Türkiye’nin Kronik Sorunları ve Batı’nın Tilki Kurnazlığı
Türkiye, kronikleşmiş sorunlarını çözmeye her kalkıştığında Batı’nın tavrında ani bir “Türkiye sevgisi” ortaya çıkıyor. Bu hafta Bahçeli’nin demokrasi vurgusunun hemen ardından TUSAŞ’a yapılan saldırının Batı’da olağan dışı şekilde gündem olması ve gelen destek açıklamaları, yıllardır karşı çıktıkları Suriye operasyonlarına bu hafta verdikleri olumlu yaklaşım, tam anlamıyla bir tilki kurnazlığını yansıtıyor.

Bu kurnazlığın arkasında iki tarafı da hedef alan mesajlar yatıyor:
1. Türkiye’ye Mesaj: “Artık sizin yanınızdayız, ayrılıkçı Kürtlere desteğimizi kesiyoruz, sizin için bir tehdit oluşturmayacağız” diyerek Türkiye’nin iç sorunlarını çözme girişimini sabote etme niyetini taşıyorlar. Bu tavır, Türkiye’yi kendi meselelerini çözmekten vazgeçirerek dışa bağımlı hale getirme amacı taşıyor.
2. Örgüte Mesaj: “Eğer benim inisiyatifim dışında Türkiye ile uzlaşmaya varırsanız, desteğimizi çekersek başınıza neler geleceğini görün” diyerek örgüt içinde bir korku ortamı yaratmayı hedefliyorlar.
2002 yılında Türkiye, Kürt meselesine yönelik çözüm arayışları geliştirdiğinde Avrupa Birliği PKK’yı terör örgütleri listesine almıştı. Ancak bu hamlenin ardından Türkiye çözüm arayışlarını bırakarak tekrar mücadele stratejisine döndü. Belki de o dönemde daha basit şekilde çözülebilecek olan sorun, geçen 22 yıl içerisinde çok daha pahalıya mal oldu ve çözümü giderek daha da zorlaştı.
TUSAŞ saldırısının arkasındaki gerçek failleri ve Batı’nın bu saldırıyı olağan dışı bir gündemle öne çıkarmasının ardındaki niyeti bu bağlamda anlamak mümkün. Batı, güçlü ve iç huzuru sağlanmış bir Türkiye’nin dışarıdan sarsılamayacağını biliyor. Ancak, iç huzuru yakalayamamış bir Türkiye, onlar için daha kolay yönlendirilebilir ve gerektiğinde müdahale edilebilir bir ülke olur.
Sonuç olarak, yukarıda analiz ettiğim sebeplerden dolayı, geçmişte defalarca benzer yöntem ve yaklaşımlarla sabote edilen çözüm girişimlerinin bu kez kısa vadeli ve geçici menfaatlere feda edilmemesi gerekiyor. Hem bireyler hem de devlet yöneticileri, bu süreçleri iyi analiz etmeli ve dersler çıkarmalı. Her erteleme ve her hata, bize ve ülkemize çok daha ağır bedeller olarak geri dönüyor.
Saygılarımla. (Iğdırlı) İstanbul'dan İşadamı, Demirel Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş.'da Şirket sahibi Abbas Demirel
Tepkiniz Nedir?






