Eski Merhamet Nerede? “Merhametin Tükendiği Yerde Yürekler Yetim Kalır”
Eskilerde bir samimiyet vardı; sözün ağırlığı, selamın değeri, insanlığın hatırı vardı. Dürüstlüğün bir bedeli, merhametin ise bir bereketi olurdu. İnsan, insanlığını unutmamak için çabalardı. Çünkü hepimizin yüreğini yakan sebepler vardı; bir mazlumun gözyaşı, bir yetimin duası, bir garibanın kapıdaki sessiz bekleyişi… Bizim de ciğerimizi kavuran, bizi diri tutan derdimiz işte buydu.
Kardeşlik denildi mi içimizde bir ateş yanardı. Bir acı duyduğumuzda sanki bizim ciğerimize saplanırdı.
Bir haksızlık gördüğümüzde içimiz titrerdi. Bir vefasızlık yaşandığında yüreğimizden bir parça kopardı.
Nerede bir mazlum varsa, nerede bir çaresiz, bir kimsesiz varsa, biz önce onun acısını hissederdik. “Ben ne yapabilirim?” diye düşünür, gücümüz yetiyorsa koşar yardım ederdik. Yetmediği yerde ise içimiz yanar, uykumuz kaçardı. Yüreğimiz gözyaşına dönerdi.
Gecenin sessizliğinde secdeye kapanırdık;
“Yetiş Ya Rab!” diyerek ağlar, hıçkırır, feryat ederdik. Çünkü derdimiz vardı.
O derdin adı merhametti, vicdandı, imandı. Onun için bizim ciğerimiz yanardı.
Bir acı gördüğümüzde onunla birlikte ağlardık;
Bir zulüm duyduğumuzda yüreğimiz paramparça olurdu. Bizim fıtratımız böyleydi.
Ama şimdi…
Şimdi herkes kendi acısı için gözyaşı döküyor. Kendi çıkarı için bağırıyor.
Mevki için, makam için, para ve pul için ağlıyor insanlar.
Nefis ağır basıyor, gönüller yoruluyor, gözler körleşiyor.
Bu yüzden saflar ayrıldı.
Bu yüzden saflar boşaldı. Bu yüzden ümmetin dirliği, birliği dağıldı.
Kardeşlik bağı inceldi, muhabbet elden gitti. Geride sadece “sen-ben” kavgası kaldı.
Birlik yerine parçalanmışlık, merhamet yerine bencillik kol geziyor.
Dua ediyoruz:
Allah birliğimizi ve dirliğimizi korusun. Merhameti, vicdanı, insafı kalbimizden eksik etmesin.
Eskilerin o güzel hasletlerini yeniden güneş gibi üzerimize doğurtsun.
Tepkiniz Nedir?
Beğen
0
Beğenme
0
Aşk
0
Eğlenceli
0
Sinirli
0
Üzgün
0
Vay
0